Antalyaspor, bu sezon bir yeniliğe imza attı ve maç öncesinde şehrin önemli noktalarında çeşitli etkinlikler düzenleyerek “şehrin” ilgisini maça çekmeye çalıştı.
Elbette bu çalışmayı takdir edenler kadar, “altını doldurmadan” eleştirenler de oldu ancak çeşitli dans gösterileri, kortejler, DJ Performanslarının oluşturduğu bu organizasyonlar şu ana kadar devam etti ve daha da gelişerek devam edecektir; etmelidir.
Sizce, 3 milyonluk Antalya'da, kaç tane Antalyasporlu var? Ben, 15-20 binden fazla "gerçek" Antalyasporlu olduğunu düşünmüyorum. Çünkü 33 bin kişilik Corendon Airlines Park Stadyumu, İstanbul ekipleri ile oynanan maçlar hariç Antalyaspor’un en iyi döneminde bile düzenli olarak 20 bin seyirci barajını aşamadı.
Çünkü bu şehir, bir futbol şehri değil. Her sezon maçları takip eden 7-8 binlik kemik kitlenin haricinde kalan grup için futbol, bir eğlence sektörü.
Burada, futbol ile yatıp kalkan insanlar yok denecek kadar az ki olanların sayısını, ligin ilk 3 iç saha maçında tribündeki taraftar sayısına ulaşarak öğrenebilirsiniz.
"Olmasalardı bu takımı kim destekleyecekti dediğimiz 07 Gençlik", Batı ve Maraton'un bazı sürekli ve münferit taraftarları, Güney kaledeki 100 kadar uzun zaman sonra yeniden tribüne dönen taraftar..
Antalyalının Antalyaspor’a ilgisi olmadığı gibi, olanlar da zaman içinde saha sonuçları ile doğrudan bağlantılı olarak bu ilgilerini kaybetti.
Sonuç olarak bugün, 3 milyonu aşkın nüfusu olan ve ciddi sayıda yerleşik yabancıya ev sahipliği yapan bu koca şehrin stadında, 15 bin kişiyi görürsek şükrediyoruz.
Antalyaspor Başkanı Sabri Gülel ve beraberindeki yöneticiler de bu duruma bir çözüm getirme arayışı ile Konyaspor maçından itibaren bir dizi etkinlikler düzenleyerek şehrin ilgisini Antalyaspor’a çekmeye çalıştı.
Elbette bu etkinlikler tek başına bir anlam ifade etmiyor ancak özellikle iç sahada keyif veren futbol, galibiyetler ile birleşince; bu tarz etkinliklerin de stadyuma gelecek taraftarların artış sayısına pozitif bir etkisi olacağı yadsınamaz.
Bu da Antalyaspor'un şehirde kaybolan ilgisinin artmasına, bilet satışına, ürün ve store satışına pozitif katkı yapacağı gibi; şehirdeki firmalar için de Antalyaspor'un, Antalyaspor'un maçlarına ev sahipliği yapan Corendon Airlines Park ve çevresindeki bilboardların en büyük "reklam" alanı olmasına katkı sağlayacak.. Yani sonunda kazanan, Antalyaspor olacak...
Geleneksel hale getirilmek istenen bu etkinlikleri sonuna kadar destekliyorum ancak yeterli bulmuyorum. Yurt içinde, yurt dışında bir çok örneği var... Bizzat Türkiye Futbol Federasyonu’nun milli maçlar öncesinde düzenlediği etkinlikler ve organizasyonlar var.
Penaltı atma ve top sektirme yarışmaları, minyatür kaleler ile yapılabilecek çeşitli mini turnuvalar, basketbol parkurları ile gençlerin, yetişkinlerin ve sporun her dalına ilgi duyan vatandaşların ilgisi, “gün boyu” stadyum çevresine çekilebilir. Hepsini bir kenara bırakıyorum... Günümüzün en trend ve talep edilen organizasyonu olan E-Spor turnuvaları düzenlenerek maç günleri stadyum çevresinde ciddi bir sirkülasyon sağlanabilir.
Bu yarışmaların sonucunda, tıpkı kombine alanlar arasından seçileceklere verilecek ödüller gibi ödüller verilebilir. Yarışmaların kazananına, o gün istediği bir futbolcunun "maç forması" verilebilir, "maç topu" hediye edilebilir, bir sonraki maçı locada izleme şansı tanınabilir ve bu ödüller artırılabilir...
Kısacası, dans gösterileri ve DJ performansları ile başlayarak geleneksel hale getirilmek istenen bu organizasyonlar çeşitlendirilebilirse, başkan Gülel’in de istediği
“bayram gibi, karnaval gibi maç günlerinin” esintileri, her geçen gün daha da iyiye giden ve sonuca ulaşacağını düşündüğüm Antalyaspor futbol takımının da etkisiyle Antalya Stadyumu’nun çevresinde yeniden cereyan edecektir...
Antalyaspor denilince bütün şirketler geri adım atıyor ancak böyle bir organizasyon, bu tarz etkinliklere sponsor olacak firmalar için de büyük bir PR sağlayacaktır.
Yazımın başında sordum; Antalya’da kaç tane Antalyasporlu var?
Cevabınızı duyuyorum...
33 bin kişilik stadı, 15 bin kişi ile tamamen dolduramayacağımıza göre...
Futbola ilgi duymayan ya da ilgisini kaybetmiş, başka şehirlerde hatta başka ülkelerde doğmuş ama Antalya'nın suyunu içen, havasını soluyan insanları da tribüne çekerek bu taraftar sayısını ve tribünlerdeki insan sayısını artırabiliriz...
O halde bu stadı bir şekilde doldurmak isteyen bu insanları, sırf eleştirmek için eleştirerek yaptıkları işlerden soğutmayın...
En azından eleştirilerinizi belirli zeminlere oturtun, öneriler getirin... Ortaya, akıl koyun...