Bu sezondan itibaren sizlerle beraber olmamı sağlayan başta sevgili Arkadaşım Salih Özgünsür ve Toros Gazetesi’ne teşekkür ederim.

Süper Lig’e tekrar döndüğümüz 2015/2016 sezonundan itibaren en sıkıntılı sezon başlangıcını, bu sene yaşayarak sezona giriş yaptık.Ocak ayından itibaren sayıları artarak gelen dosyalara; olaylı ayrıldığımız Sagiv Jehezkel dosyasından büyük tazminat gelecek korkusu ile yaz ayına başladık. 

Avrupa Şampiyonası heyecanı bittikten sonra Antalyaspor taraftarı olarak bütün odağımız önce transfer yasağının kalkması, sonra da geçen sezon ayrılan oyuncuların yerine takımımıza katılacak isimleri beklememiz üzerine kuruldu.

  7 temmuz itibari ile Soner Dikmen ve Kenan Piric’e sürekli yeni isimler katılmasına rağmen bir türlü “FIFA’dan yasak kalktı” haberinin ligin başlayacağı son haftaya kadar gelmemesi, zaten hali hazırda diken üstünde taraftarı endişeli bekleyişe itti. Nihayet yasak kalkıp iç ve dış transferlerde TFF sitesinde lisanslar onaylanınca aylar süren endişeli bekleyişler sona erdi.

  Maç yazısına geçmeden burada değinmek istediğim bir konu var. 25 Ekim tarihi itibari ile göreve gelen sayın Sinan BOZTEPE ve yönetimi, geride kalan 9 ayda hiç rahat yüzü görmeden hep krizlerin içinde kendilerini buldular. Önce Nuri hoca ile başlayan süreç; Sagiv Jehezkel’lden dolayı yaşananlar, başarısız bir dönem geçiren Sergen Yalçın'ın beklentileri karşılayamamasına, yerine gelen Alex de Souza’nın Burdur kampı sırasında yaşanan fotoğraf krizi de eklenince, maddi sorunlarla boğuşan kulubümüzün sevenleri sürekli karamsarlık içinde kaldı.

İşin ekonomik tarafında maalesef mevcut yönetim yeterince destek bulamadan üstüne sürekli olarak önlerine çıkan engelleri aşmak için çok uğraştılar. Kendini kulübün sahibi sanan vesayetin yarattığı kaos ortamı, bu şehrin en büyük markasına iş adamlarının uzak durmasına sebep olurken; şirketlerinin isminin Antalyasporla yanyana gelmesinden kaçar  duruma getirdi. Büyük Antalyasporluluk, “Küçük olsun benim olsun, mevcut başkan ve yönetimi bezsin, gelip görevi iade etsin ben de kafama göre ve bu sefer benim sözümden asla çıkmayacak birini getiririm.” demek değildir. Bu kulup 58 yılda çok badire atlattı; bugünleri de atlatır.

Gelgelelim bir şekilde kulüpte bir bomba patlıyor. Sezonun ilk maçında taraftara saldırı geceye damgasını vurdu. Antalyaspor camiasının akil adamı Ercan GÖKSEL’e yapılan tehditler “rezilliğin zirvesi” idi.. Bu takımın hiçbir taraftar ve ferdi sahipsiz değildir. O koltuklar size geçici emanet; layıkı ile görevinizi yapıp gideceksiniz. Bu gece tehdit edilen arkadaşımızın yanına gittiğimiz karakola, Sayın Başkan Sinan BOZTEPE’nin gelip samimi şekilde olayı dinlemesi ve gereğini yapacağını söylemesi gecenin tek olumlu anıydı.

  Maça gelecek olursak... Yeni transferlerin kapalı kutu olması ve hazırlık maçlarında alınan sonuçlar taraftarı kafasında soru işaretleri ile stada getirdi. Başlama vuruşu ile beraber maçın ilk 10 dakıkasında kısa süreli bir bocalamadan sonra oyun hakimiyeti elimize geçti.. Kalede Kenan PİRİC’in, hemen maç başı arka arkaya 2 gol pozisyonunda başarılı olması, ayaklarını iyi kullanması ve ceza alanı hakimiyeti ile ilk maçta soru işaretlerini ortadan kaldırdığını düşünüyorum. 

Kelvin bana Roman Mottayı hatırlattı; kusursuz kademe anlayışı hücüma katılımı ve bindirmeleri ile bonservis ödenmeyi hak edecek bir oyuncu olduğunu gösterdi. Soner Dikmen yıllardır Süper Lig’de olmasının deneyimini sahaya yansıttı; rakibin pas alanlarını tıkaması ve hücüma takımı hızlı çıkarması olumluydu.

Kuşkusuz hepimizin gözü Djenepo’da idi. Sanırım oyuncunu ilk maçta gol atma isteği oyun içinde kritik top kayıplarına neden oldu.Eğer topu arkadaşları ile paylaşmak yerine kendi için saklamaya devam ederse taraftarla arasındaki balayı çok uzun sürmez. Eski oyuncularımıza bakarsak Veysel ve Güray, hiç değeri düşmeyen elmas gibi gene fazlası ile görevlerini yaptılar. Amar’ı ilk olarak 3 sene önce seyrettiğimde iyi bir stoper kazanabileceğimizi düşünmüştüm. Alex hoca kamp boyunca hazırlık maçlarında görev verdiği oyuncuyu ligde sahaya sürerek ona güvenini gösterdi. Takımın genel anlamda coşkusunu topu çabuk oyuna sokma isteğini ve yüksek kondisyonunu beğendim. Tabi takımın saha içinde eksikleri var.

Hafta içi Santrafor kanat ve 10 numara takıma katılıp Beşiktaş maçında sahada olacaklar.

Hoca ile ilgili size söylemek istediğim bir sey var.Taraftarın sevgilisi Kaleci Helton LEİTE, sözleşme yenileme görüşmeleri esnasında yönetimin 800.000 Euro’ya çıkmasına rağmen; “Önceliğim Antalyaspor değil, Avrupa'ya gideceğim.” diyerek takımdan ayrılmıştı.Takım bulamayınca geri dönme isteği, Alex tarafından “Önceliği benim takımım olmayan oyuncunun burada yeri yok” denilerek reddedilmiş. 

Vatandaşı olmasına rağmen bu tavrı gösteren hocaya teşekkür ediyorum.

  Antalyaspor taraftarı olarak kaoslarla boğuşmadığımız maç yazılarında buluşmak dileği ile..

Ekleme Tarihi : 2024.08.11 08:40:07

Son Düzenlenme Tarihi :