Bizim
gibi gelişimini tamamlayamayan, kendi toplumsal ve bireysel haklarına sahip
çıkıp savunamayan toplumlarda futbol 22 kişinin bir topun peşinde koştuğu
oyundan çok farklı manalar kapsar.
Türkiye'de
finansal trafiği sorgulanmayan futbol kulüpleri, en gözde yatırım
araçlarının başında gelir. Futbol kulüpleri, özellikle taraftarı ve kamuoyu
etkisi çok olanlar; ele geçirilmeye mecbur kaleler olarak görülür.
Günümüzde
gördüğünüz gibi, Edirne’nin ötesine gidip başarılı olup olmamanın da anlamı
yoktur. Geniş yığınları ülke içinde alacağınız skorlarla mutlu edersiniz.
Trilyonluk para
trafiğini güzelce kafanıza göre idare edersiniz.
Türkiye Futbol Federasyonu
seçimleri 20 yıla yakındır tek adaylı seçimlerle geçiştiriliyordu. Bu sene
alışılmışın dışında 2 adaylı gerçekleşti. Sonuç 6 oy farkla belli oldu.
Bu hafta spor sayfalarına
düşen çok ilginç bir haber vardı. TFF Başkanının Cumhurbaşkanlığı tarafından 30
Ağustos resepsiyonuna davet edilmediği yazılıyordu. Bakın, bu sıradan bir olay
değildir. Görünen o ki Beştepe’nin mevcut TFF’ye bakışından MHK vazife
çıkarmış. Dişine göre gördüğü, belki de kendine çalım attığını düşündüğü
kulüplere operasyon başlatmıştı.
Geçen hafta Hatay maçının
hakemi, ilk 45 dakika bize vermesi gereken faullerde tam tersini vererek,
yediğimiz 2 gol öncesi lehimize olması gereken düdükleri çalmayarak adeta maçı
koparmaya çalıştı. Bu maçı 2.yarı yüksek tempo ve hırsımızla çevirmeyi
başardık.
Başakşehir maçının ilk
yarısının hemen başında çok başarılı ön alan baskısı, rakibin etkili isimlerini
kilitleyerek 0 /2 öne geçtik. İlk yarı içerisinde Moussa’ya yapılan faulde
verilmesi gereken net kırmızıyı vermeden Samudio’nun formasını yırtma
pahasına yapılan faulu görmeyen, bunun dışı bütün ikili mücadelelerde
rakibe avantaj sağlayan maçın hakemi 2.yarı için de sinyal veriyordu.
Rakip 2.yarıya Piontek ve
Berkay gibi 2 etkili, kaleye çabuk gelen isimleri alarak başladı. İlk yarıda
etkisizliği gözüken Erdoğan'ı savunma yanı daha hızlı bir oyuncu ile
değiştirip savunmaya katkı verecek isimlerle başlamak yerine aynı kadro devam
edilmesi yoluna gidildi.
Başakşehir takımı orta
alan çıkışı 2 hafta önce oynadığın Beşiktaş gibi hızlı bir takım. Başarısızca
yapılan rakip analizi oyunda alternatif planlarınının olmayışı ya da yeterli
olmaması sonucu 62/80 arası 18 dakikada adeta nakavt olduk.
Antalyaspor takımı daha
önce Boffin ve Podolskili kadro ile Başakşehir’den 5; Eto’o, Maicon, Vainquer gibi daha
iyi kadrolarla 4 yiyip geldi.Bunlar sezonun ve dünyanın sonu değil. 1 hafta
sonra bu skor da unutulur gider.
Antalyaspor 58 yıllık
tarihinde olmadığı kadar derin bir kriz içinde. Taraftar Yönetime ve Hocaya,
Anonim şirket Derneğe, Dernek Anonim şirket ve vakıfa güvenmiyor.
Kimin hangi kıvılcımı
yakacağı belli değil.Bu denklemde değişmeyecek tek unsur taraftarın tribünde
olacak olması.
Antalyaspor tribünleri 10
senedir olay yaşanmayan çok sayıda ailenin 3-4 aylık bebekleri ve küçük
çocukları ile maça geldiği bir aile olmuştu. Eğer içinde olduğumuz
bu kaotik ortamla Adana Demirspor maçına gidecek olursak o maçta yaşanacaklar
tamir edilemeyecek ve altından kalkılamayacak noktaya gidecek.
Önümüzde bir milli maç
arası ve transferin sona ereceği 11 günlük süre var.
Bu kulüp kimseye miras
değil.Bu kulübün kimseye vefa borcu da yok. Emin olun Antalyaspor size
verdiklerinizin 100 katını verdi. Bir A4 kağıdının altına atacağınız imza
bu kulübe vereceğiniz en büyük hizmet olacak. Malum pastayı da ağzınızın
tadı kaçmadan keyifle yiyebileceksiniz.