2-0'lık skorla öne geçiyorsun.
Aslında Larsson’un yeteneğini konuşturduğu gollerle öne geçiyorsun.
Ardından saçmalamaya başlıyorsun. Rakip dalga dalga gelirken ellerin bağlı kenarda bekliyorsun.
2 gollü skor nasıl korunur, nasıl bu maçı 3 puanla tamamlayabilirsin diye düşünülmesi gerektiği anda nasıl olsa galip geldik diye saçmalamaya başlıyorsun. Çıkarken çok kolay toplar kaybediyorsun.
Rakibini durduramıyorsun, durdurabilecek aksiyonu, taktiksel anlayışı sahaya yansıtamıyorsun.
Aslında ilk yarıda kafa kafaya götürdüğün 45 dakika oynadı kırmızı beyazlılar.
Bu işi kotarırız, en fazla bir puanla geri döneriz diye başladığımız 2. yarıda 4 golü kalede görmek şok etkisi yarattı.
Eleştirelim ama neresini eleştirelim.
4-2-3-1 oynadık. Öyle başladık öyle bitirdik. Karşı hamleleler yapamadık. Rakibin oyun planlarını bozamadık. Rakibin belirli bir sistem içerisinde sürekli yaptığı atakları durduramadık.
Seyrettik.
Bizim seyretmemiz normal. Ama kenar yönetiminin de seyretmesi bana göre normal artık.
Tamam eksikleri var Alex’i eleştirmeyelim. Ama en azından takıma dokunması lazımdı. Saha kenarında buzdolabına ihtiyacımız olsaydı alırdık. Hatta derin dondurucu alırkoyardık. Sıcakta çok da güzel olurdu.
Kimse Antalyaspor eksik demesin.
Eksiklik ilk başta yönetimsel.
Sen çok çok iyi kalecini tutmuyorsun takımda. Sen neredeyde bedava bonservisi olan ve takıma katkısını sen değil camia olarak herkesin gördüğü Saric’i takımda tutamazsan, Jehezkel’in yerine aldığın adamı transfer tahtan kapalı diye lisansını çıkartamıyorsan, gidip hakeme dalaşıp aylarca ceza alıyorsan bu iş zaten bitmiş demektir.
Yönetimsel olarak da zaten bitti.
Alex efendi mazisinde ne kadar başarılı olursa olsun, iyi futbolcu iyi teknik adam olacaktır diye bir şartta yoktur.
Kimse Nuri Şahin ile Alex’i karıştırmasın. Nuri Şahin yıllardır teknik direktör olmanın planlarını yapan, dersini çalışan, çok geniş bir futbol vizyonu olan, 4-5 yabancı dil bilen ve bunun da karşılığını bugün dünyanın en iyi liglerinden birisi ve dünyanın en iyi takımları arasında gösterilen bir takımın teknik direktörü olarak gösterdi.
Alex takıntılı bir teknik adam.
Daha önce de yazdım. Yine de, hatta defalarca da yazabilirim.
Bazı futbolculara takıntısı olan, bazı futbolcuları yeterli görmeyen, yıllardır bu takımın değişmez isimleri olanları kesmeyi, oynatmamayı, bir önceki, daha önceki teknik adamların bile kesmeyi kafalarından bile geçirmediği isimleri kenarda bekletme lüksüne sahip Alex de Souza !!!
Defalarca söyledik. Bu takımın sağ beki Bünyamin diye. Yaşı ilerlemiş ve bir maç kötü oynamış olsa bile Veysel bu takımın stoperidir diye.
Geçen yıl Sergen Yalçın’ın parlattığı ve formayı sürekli verdiği Bahadır var. Bahadır 5 Amar yapar. Ama Amar sevdası bitmek bilmiyor. Rakibin attığı kafa golünde nerede durduğunu, rakibini nasıl kontrol edemediğini bizler gördük.
Stoper arkasında rakip varken topa rövaşata atmaya, sağını solunu görmeden saçma sapan vuruşlar yapmaya kalkmaz.
4 maç. 11 gol.
Kevgire döndük. Kevgire döndürdüler. Averaj takımı olduk.
Karşılaşmanın hakemine gelirsek.
İkili mücadelelerde yok. Her ikili mücadelede neredeyse tüm tercih haklarını rakip takım için kullandı. Güray’ın kırmızı kart, Erdal’ın sarı kart gördüğü posizyonların benzerini gördük. Kart çıkmadı. Rengini tartışmayı bırakın.
Rakip oyuncular kavga eden dublörler gibi yumruk yemeden yere düştükleri gibi Başakşehir’li futbolculardan da çok iyi dublör olur.
Karşılaşmanın hakemi süper lig ayarında değil. Ama, hakemlerin bize bakışı artık çok farklı. Beyinleri posizyonlarda Antalyaspor’un aleyhine düdük çalmaya başladı artık.
Daha erken değil. Ama çanlar Antalyaspor için çalıyor. Camiada huzur yok. Para yok. Takım kötü.