Milli
arada gündem otomatik olarak 13 Eylül akşamı sona erecek transfere yöneldi.
Geçen
haftaki yazılarımda değindim. Türk futbol endüstrisi garip bir noktada. Kulüp
başkanları kendi ağızları ile milyonlarca insanın izlediği Tv kanallarında
enteresan açıklamalarda bulunuyor.
Biz
geldiğimizde 68 dosya 7 milyara yakın borç vardı bunu kapattık diyen
başkana 1 Allahın kulu çıkıp da “kardeş 1 saniye bu parayı nereden buldun?”
demiyor.
Başka
bir takımın gündemi farklı bir durum ile meşgul iken enteresan yüklü
transfer maliyetlerinin içine giriyor. Bazı Anadolu takımları da herhalde son
saniye gömüsü buldu; 1 milyon euroya yaklaşan paralar saçılmaya başlandı. Nasılsa
soran eden yok. Geniş kitleler yeter ki oyalansın, kafayı başka mevzulara
sarmasın.
Neyse, bize gelecek
olursak geçen haftayı hafriyat mevzusu ile geçirdik. Görünen o ki herkes
eteğindeki taşları döktü. Hafriyatçılar odası başkanı, seçimini kazanıp bu
işten kârlı çıkan tek isim oldu. Şahsen ben işten Antalyaspor Kulübu lehine bir
şey çıkacağını baştan beri beklemiyordum. Herkes yerinde rahat keyifler gıcır. Vakıf
başkanı seçimini yeni yaptı zaten rakibi yok . Dernek başkanı
kulübün ebedi sahibi. “Hadi bana eyvallah” demediği sürece gidecek gibi
değil. Üstüne kendine yakınları üyeliğe devam ediyor.
Anonim şirket başkanına
gelecek olursak ben bu satırları yazdığım anlarda transfer yasağı henüz
kalkmamıştı. Görünen gerçek, takımın net takviyeye ihtiyacı var. Sponsor
bulmakta, kaynak yaratmakta zorlanan yönetim finans yükünü çekecek
kişilere de ulaşamayınca maddi sıkıntıları her geçen gün daha ağır
hissedeceğiz.
Geçen yazımdada
belirtmiştim. Adana Demirspor karşılaşması sezonun en sıkıntılı maçı olmaya
doğru gidiyor. Umarım yönetim en kısa zamanda sorunları aşarak ihtiyac duyulan
mevkilere takviye yapar ve bu sıkıntılı süreci atlatırız..
“Şu takım düşer bu takım
gider” diye kendimizi avutmaya gerek yok. Bazı takımlar artık sahipli takımlar.
Bazıları da kaderine şimdiden razı gibi. Düşmeleri çok da onları
etkilemez. Bazen keşke düşsek diyorum. Düşsek bazılarının işine bu durum daha
çok yarayacak. Maalesef sahipsizliğimiz ve kimsesizliğimizin içinde bu
sezonu geçireceğiz.