6.haftayı;
2 galibiyet, 2 beraberlik, 2 mağlubiyet ile geride
bıraktık.
Mağlubiyetlerin
ikisi de malum İstanbul deplasmanında
olmuştu. 3.İstanbul seferinden beklenti
galibiyetle dönüp puan
cetvelinin verdiği avantaj ile kendimizi ilk 5’e atabilmekti.Pratikte
bir şey ifade etmese de sezona sıkıntılı başlayan hoca ve takım için
önümüzdeki 3 maçlık zorlu periyot için iyi bir moral dopingi olacaktı.
İnanılmaz derecede tutuk başladığımız bir ilk yarı oldu. Kasımpaşa
takımının yıllardır değişmeyen oyun anlayışı bu
senede devam
ediyor. Maçlarına tempolu başlayıp kısa zamanda
skor üstünlüğünü eline
almak isteyen bir takım. Bu sezon maçlarına
genelde böyle başlasa da
maçın 2.yarısı tempo ve kondisyonda sıkıntı
yaşayarak genelde maç
sonları çok zorlanıyorlardı.
Güzel zeminleri ve hava şartları ile açıkça hücum hattında
sıkıntı
yaşamadan skor bulabileceğimiz beklentisi
içindeydim. Maçın başlama
vuruşu ile 45 dakikalık tutuk top yapamayan, bu
maçta çok iyi oyun
çıkarmalarını beklediğim Djenepo ve Townsend’in
adeta oyundan
silindiği ilk yarı izledik. Samudio da bu ikili
gibi kayboldu.
Soyunma odasından muhtemelen sağlam fırça yemiş izlenimi
aldığım bir
takım sahaya geri geldi. İlk yarıya nispeten daha
canlı, daha çok top
yapma isteği olan takımdık. Samudio 47. dakikada yakaladığı
pozisyonu
öyle harcamasa öne geçtikten sonra hikayesi
tamamen bize dönen bir maç
olabilirdi.
Geçen haftaki maç sonrası takımın bir merkez orta saha
oyuncusunun
takımın oyununa katkı vereceğini yazmıştım. İlk
yarı ne olduğu belli
olmayan oyun sisteminde topu kanatlara
atamadığımız gibi orta alanda
kaptırdıgımız her top çok hızlıca ceza alanı
çevremize döndü. 2.yarıya
Ukraynalı yeni transfer Petrusenko oyuna girince,
Kaluzinski nispeten
bu role soyundu. Arkasında güvenecek birini
bırakınca orta alan
hakimiyeti bize geçti.Erdal Rakip de hırslı
oyununu sahaya yayınca ilk
yarıdaki silik görüntü silindi.
Kenan Piric
her maçın potansiyel
eleştiride 1.sırada olacak başrol oyuncusu
olmasına rağmen bu maç
derli toplu bir görünüm sergiledi. Ama her hafta
ofsayt sayesinde
yemekten kurtulduğumuz gollere bakınca devre arası
kaleye takviye
kaçınılmaz gözüküyor. Bir diğer transferin sol
beke olacağını
düşünüyorum
Takımda bir şeylerin rayında olmadığı ortada.Geride kalan 13
haftanın
her maçı diken üstünde geçecek. Başkan ve yönetim
gemiyi yüzdürebilmek
için elinden geleni yapıyor. Alex hocanın takıma
kimlik katmasının
zamanı geldi. Teknik ekibinde işini en iyi yapanın
kondisyonerin
olduğunu düşünüyorum. Ama rakip analizi ve takımın
sahaya yayılan
taktik ve oyun anlayışında aksayan bir şeyler
olduğu
görülüyor. Bunların en kısa zamanda aşılması lazım
.Maddi sıkıntılar
içinde olduğumuz dönemde Gelen / giden hoca
maliyeti 2 milyon eurodan
aşağı olmaz. Elimizdekine sahip çıkalım da hocanın
da vites artırması
şart.