Bal gibi ‘dürüst’, borcuna ‘sadık’ insanları cezalandırıyorlar. Nasıl mı ?
01.02.2025 tarihinden itibaren 5.000 kWh limitini aşan mesken aboneleri, 15.000 kWh ve üzeri elektrik kullanan ticarethane ve sanayi aboneleri ile 100.000.000 kWh üzeri enerji kullanan tarımsal faaliyetlerde bulunanlar ile diğer tüketiciler devlet sübvansiyonundan yararlanamayacaklar.
Bu şu anlama geliyor: Yukarıdaki limitleri aşanlara elektrik faturaları yüksek hem de çok yüksek gelecek.
Ak Parti Hükümeti her zaman olduğu gibi yine işin kolayına kaçtı, kaçak elektrik kullananlarla mücadelede başarısız olmuş olacaklar ki, kaçak bedelini de elektrik faturalarını gününde ödeyen mesken abonelerine, ticarethane ve sanayicilere ve tarımsal faaliyette bulunanlara yükleyip geçti.
Sözün bittiği noktadayız.
Son aylarda Antalya’da elektrik faturaları ile su faturaları ‘yarışır’ hale gelmişti.
Son düzenlemeden sonra muhtemelen ASAT’ta etkilenecek.
Çünkü, Antalya’da evlere, işyerlerine ulaşan suyun büyük bir bölümü yeraltından çekiliyor. Yeraltından çekilen su için ciddi bir enerji harcanıyor. Ve bu enerjinin maliyeti önce ASAT’ın faturalarına yansıyacak, sonra...
ASAT faturalarına yansıyan maliyeti tüketicinin faturalarına yansıtırsa, vay halimize...
Umarım köylüye fidanınından, sula borusuna, elektriğinden kovanına, süt soğutma tankından sera naylonuna varıncaya kadar onlarca kalemde ciddi anlamda destek olan,
Konserlere, fuarlara yüklü para harcayan büyükşehir belediyesi, şehirde ya da ilçe merkezlerinde yaşayanlara da ‘su fiyatlarını’ arttırmayarak destek olur, olması da gerekir diyerek sandığı hatırlatmakta fayda görüyorum.
Bekir Kumbul, ‘kilitleri açacağım’ diyerek bir dönem nasıl büyükşehir belediye başkanlığı koltuğuna oturmuşsa, genel seçimin ardından yapılacak mahalli seçimlerde de “su fiyatını çok çok aşağılara çekeceğim’diyen bir adayda o koltuğa oturabilir.
Dün, muhasebecilerin 2025 yılı e defter başvuru, lisans, yenileme, saklama, defter tasdik ve diğer hazırlık giderleri ile ilgili talep ettikleri rakamı köşeme taşımıştım.
Ne yazık ki, ‘dürüst’, ‘borcuna sadık’ ve bir bu kadar da sahipsiz esnaf, sanatkar ve ticaret erbabı yüklü bir parayı ödemek zorunda.
Yazık, hem de çok yazık....