Mimikler, bir insanın anlatmak istemese dahi bir çok duygusunun istemsiz dışa vurumudur.
Tıpkı, dün gece Zorbay Küçük’ün Galatasaraylı Muslera’ya sarı kart gösterirken yüzünde oluşan “mahcubiyet” duygusu gibi. Maçın Antalyaspor adına nasıl geçeceğinin fragmanı gibiydi...
Dün akşamki tiyatronun kurgulayanı Arda Kardeşler ve yöneteni Zorbay Küçük ile ilgili söyleyecek bir cümle kalmadı. Antalyaspor yönetiminin söyleyemediklerini; kamuoyu söyledi, onlar da izledi.
Bu hakem performansı, Galatasaray aleyhine bir şekilde ortaya koyulsaydı, bugün o hakemin istifası daha stadyumun ışıkları kapanmadan MHK’ye ulaşırdı.
Yine bu hakem performansı, Galatasaray ya da bir başka şampiyonluk yarışında tutulan bir ekibe karşı gösterilmiş olsaydı; bugün o takımın yöneticileri sabahın ilk ışıklarında soluğu Federasyon’da alırdı.
Antalyaspor yönetimi, konuşmak ve çıkıp anlatmak için gereken süreyi sessiz kalarak yedi. Bu maçın tüm hakem hatalarına dair bir kaset oluşturup, TFF’ye giderek bizzat başkanlar düzeyinde bir sunum yapılıp Zorbay Küçük’ün ve Arda Kardeşler’in görevlerinin sonlanması istenir mi bilmiyorum ama..
İstenmezse yönetimin hakem performansından memnun olduğu yorumunu yapabileceğimizi biliyorum... Eğer memnunlarsa, daha fazla kendimizi yormamıza gerek yok...
Her şeye rağmen saha içine dönecek olursak...
Antalyaspor; tam da beklediğimiz gibi iyi planlanmış, iyi hazırlanılmış ve bu plan ile hazırlıkların sahaya hatasız yansıtıldığı bir maçı geride bıraktı. Kulübün sosyal medya paylaşımlarının altında futbolu yalnızca skor olarak yorumlayabilecek yeterlilikte insanların Sam Larsson’un oynamaması gerektiği yorumlarından sonra dün akşam bir kez daha gördük ki Larsson; Antalyaspor’un iyi ve doğru oyununun en kıymetli çarklarından biri.
Güray-Saric-Larsson uyumu ile sol kanadın taarruz gücü, Norveçlinin sakatlığı sonrası sahaya çıkan Bytyqi ile sağlanamadı. Aynı oyunun oyuncuları değiller..
Van de Streek için haftalar geçtikçe daha da yükselmesini beklerken, her maç biraz daha sahadan kayboluyor. Bunun görüntülü analizini, sosyal medya hesabımdan paylaşacağım... Geçen maçlarda da yazdım, Streek yerine artık Safouri’nin ana plana dahil olması gerekiyor ki, sahadaki kısıtlı süresinde yaptığı işler ile gösterdi ki İsrailli’nin oyun aklı, ligdeki bir çok benzer profilin üzerinde. Solda kurulan Güray-Dario-Larsson bağlantılarının bir benzeri, sağda Bünyamin-Safouri-Jehezkel ile kurulabilir ki bu da Antalyaspor’un önlem alınması zor bir takım haline gelmesini sağlayacaktır.
Bireysel performanslar da her geçen maç galibiyetlerin sağladığı özgüven ile birlikte artıyor. Ömer Toprak, son 3-4 maçtır gösterdiği hatasız oyununu yeniden göstermekle kalmayıp, performans olarak üstüne çıktı. Alternatifsiz savunma hattında onun göstereceği performans, kırmızı beyazlılar adına sezon sonundaki konumun da belirleyicisi olacak.
Yol güzel, oyun her geçen gün daha da tatmin edici bir düzeye geliyor, bu maçı saymazsak skor almaya da başlıyoruz... Ancak 2,5 ay sonra başlayacak devre arası transfer dönemi ile birlikte hakemler konusunda soft bir görünüm çizen yönetimin; en azından agresif transferlerle oyuna ve hocaya destek olması gerekiyor.
Ve bu dönemde Assombalonga için kulüpte aracı olan kim var ise, aynı agresif tutum o kişiye karşı da gösterilmek zorunda...