Antalyaspor bir puanı kaybetti.
Kötü oynamadı. Ama rakip Türk futbolunun en fazla tepki gösteren, ağırlığı olan, hakemleri de etkisi altına alan bir kulüp olduğu için sonuca gitmekte zorlanmadı.
Özellikle Galatasaray için bir posizyon olsada faul çalsam, penaltı versem, Galatasaray aleyhine düdük çalmasam, karar vermesem diyen Zorbay Küçük de olunca Galatasaray’ın işi daha da kolaylaştı.
İcardi’ye kargaların bile güldüğü faul kararı sonrasında Antalyaspor, kalesinde golü gördü. Direk serbest vuruştan değil ama klasik hastalığımız olan duran top, kornerden gelen top kalede golle sonuçlandı.
Sonrası da malum.
Kötü mü oynadık ! Hayır.
Ama, beraberlik golünü “BALON”, yada “ÇUVAL” önledi.
Galatasaray’ın 12. oyuncusu “AssaBALONga” amatör futbolcuyu bırakın, benim bile bu halimle kafayı vurarak, görme özürlü kardeşlerimizin topun geliş sesini duyarak o topu kafa vuruşu ile kaleye gönderebilecek yeteneğe sahipken, binlerce dolar alan “BALON” ya da “ÇUVAL” diyelim bir futbolcunun o topu o posizyonda kaleye gönderememesi trajedidir. Utançtır. Rezalettir.
O adamı futbolcu diye bu takıma transfer edenin, onu bu takıma önerenin, onun bu takıma gelmesini sağlayan da futboldan zerre kadar anlamadığı aşikar.
Zaten ne olduysa bu iş bilmezler yüzünden oldu. Oluyor.
“BALON” dan ben utandım, Ama eminim ki kendisi utanmamıştır. Akşam yatağında mışıl mışıl uyumuştur.
Ama Antalyaspor en az bir puan kaybetti.
Bu arada Sam Larsson’un olmaması hücum gücümüzü hatta orta sahadaki direncimizi de olumsuz etkiledi.
*************************
Şimdi gelelim beleşçilere.
Bu tür maçlarda beleşçilik tarihte hep vardı. Bana göre Galatasaray maçında zirve yaptı.
Boynunda kart olan tribünlere beleşçi taşıdı. Boynunda kart olan öbek öbek Galatasaray’lıları tribünlere aldı.
Hatta birisi motorun üzerinde siyah bir poşette bir torba getirdi ve insanlar başına üşüşerek giriş için bedava kartlarını aldılar. Hatta uyarı sonrasında dağıtım yerini bile değiştirdi.
Bu arada protokolü de unutmayalım. Ne kadar Galatasaray’lı protokol varmış ! Protokol tribünü üst düzey görevlilerden ve koruma görevlilerden geçilmedi. Ve dışardaki makam araçlarını da unutmayalım. Eyvallah maça gelin ama en azından devletin araçları ile gelmeyin.