3 Başkan. Ve birbirlerini suçlayan 3 başkan.
Konu elbette Antalyaspor. Konu Antalyaspor’un parasının biz diyelim “çarçur” edilmesi, siz deyin “suistimal”. Ya da çok daha farklı kelimeler kullanabilirsiniz.
Ağızlarda sakız oldu malum konu.
Biz de biraz sakız çiğneyelim.
Sabri Gülel hemen hemen göreve geldikten sonra başladı “suistimallerden” bahsetmeye, istifa edip, kamuoyu ile paylaşım dahil sürekli aynı konuları gündeme getirdi.
Denetleme istedi. Ve denetleme için 25 bin dolar gibi bir rakam ödendiği iddia ediliyor. Korkunç değil, hakikaten afaki bir rakam. Bunu yeminli bir mali müşavirde yapabilirdi.
Sabri Gülel bir rapor var elimde dedi ve salvo ateşine başladı. Rapor basına sızmadı. Aziz Çetin rapor dedi. Vakıf Başkanı Gültekin Gencer bana vermedi, gördüm ve açıklamaların 100 katı fazlası var dedi. Raporu istemiş ama Sabri Gülel bu benim “sigortam” diye vermemiş ve o da rapora bakmamış bile. (Gencer’in basın toplantısında sözleri bu).
Aziz Çetin’in iddiasına göre de firma sunum yapmaya gelmiş ama elinde hiç bir belge, kanıt olmadığı için sunumu apar topal terk etmiş.
Ve bu bir rapor değilmiş. Sadece tespit denetimi ya da bilgilendirmesi imiş. (Bu iddia edilen raporun üst kapak yazısı. Ortada dolaşan tek belge).
Aslında Vakıf Başkanı Gültekin Gencer’de Aziz Başkanla aynı gün bir toplantı yaptı. O da Hasan Subaşı Tesisleri bize ait, bu alan için ödememiz gereken bir bedel var ve ben buranın ilanlarını tahsil etmek istiyorum dedi. Sabri Gülel’e büyük oranda, azıcık ta Aziz Çetin’e yüklendi. Ya da bu alan için mahkemenin istediği rakamı A.Ş. versin dedi.
Aslında o da seçimler öncesinde aba altından sopa gösterdi ve bizim de yönetimi belirleyecek oylarımız var dedi. Vakfı sigorta olarak nitelendirdi.
Ve A.Ş. yönetiminin ve bundan sonra gelecek olan yönetimlerin patronlarının Vakıf ve Kulüp olacağını ima etti. Büyük patron biziz dedi.
Aziz Çetin’de öğlen dar kapsamlı bir basın toplantısı düzenledi. Aziz Başkan belgelerle konuştu. Sabri Gülel’in iddialarına belgelerle karşılık verdi ve kendisi de Gülel’in bazı anlaşmalarını, sözleşmelerini gösterdi. O da ahbabına iş verdi dedi.
İşin doğrusu. Olması gereken. Sabri Gülel elinde bir rapor varsa bunu kamuoyu ile paylaşacak. Ya da savcılığın yolunu tutacak.
İkinci bir ya da ise “sessiz” kalacak, “sessiz kalacaklar” zaman her şeyi unutturacak ve Antalyaspor için yeni bir dönem başlayacak.
Tercih iki başkanın.
Ya kılıçlar kınından tam çıkacak, ya kılıçlar toprağa gömülecek ve zaman ilaç olacak. Herkeste birbirini suçlaması ile kalacak.
Bu arada bazı arkadaşlar sosyal medyadan “biz ne dediysek o “ paylaşımları yaptı. Bir başkan açıklama yaparsa, bir başkan size bir bilgi verirse o bilginin doğru olup olmadığını, gerçek olup olmadığını araştırmazsınız. O bilgiyi paylaşırsınız. O bilgi herkes için doğru bilgidir.
Antalyaspor’da sıkıntı var. Yok deniliyor ama boşluk var. Yok deniliyor, herkes görevine devam ediyor, çalışıyor deniliyor ama “huzursuzluk, belirsizlik var”.
Eğer bir başkan adayı varsa mutlaka bir kaç gün içerisinde adaylığını açıklamalı. Güven ortamı sağlamalı. Evet bir başkan ve yönetim gelecek dedirtmeli.
25'inde bir listenin ortaya çıkması, çıkarılması Antalyaspor’un çok zor günler yaşamasına neden olabilir.
DOĞRUYSA BÜYÜK HATA
Bu arada toplantının son dakikalarında Sabri Gülel’in görevlendirdiği ve kulüp dışından gelen bir kişinin tüm muhasebe kayıtları ve bilgisayarların verilerini kopyaladığı iddiası gündeme geldi.
Gerçekse büyük ayıp. Büyük hata. Tarihi yanlış. Antalyaspor’da kalması gereken bilgilerin başkasının eline geçmesi tarihi bir hata olur.
Bu arada Sabri Gülel’de bir açıklama yapacak olursa onu da kullanırız. Bu bir temayüldür.